MİDE KANSERİ
- Mide Kanserinin Nedenleri Ve Risk Faktörleri
- Mide Kanseri Risk Faktörleri
- Mide Kanseri Belirtileri
- Mide Kanseri Tanısı
- Yemek Borusu Kanseri Evreleri
- Yemek Borusu Kanserinde Risk Faktörleri
- Özofagus Kanseri İçin Tanı Yöntemleri
- Yemek Borusu Kanseri Tedavileri
- Mide Kanseri Nedir?
Mide Kanserinin Nedenleri Ve Risk Faktörleri
Mide kanserinin birçok nedeni olabilir. Pek çok hastalıkta da olduğu gibi bu hastalık için de kesin bir neden sunmak zordur. Fakat hastalığın oluşumunda etki gösteren birkaç keskin etmenden ve risk faktörlerinden bahsetmek mümkündür. Öncelikle genetik faktörler bu hastalık için sebebiyet verebilir. Daha sonra en önemlilerinden beslenme faktörleri gösterilebilir. Yanlış beslenme alışkanlıkları, aşırı tuzlanmış ve salamura yapılmış sebzeler, özellikle mangalda pişmiş etler ve benzerleri, şoklanmış yiyecekler, tütsülenmiş balık veya kurutulmuş etler ve erken yaşlarda başlanan yüksek karbonhidratlı besinlerin tüketimi gibi besinsel faktörler mide kanserinin nedenleri arasında gösterilmektedir. Daha sonra ise aşırı derecede sigara ve alkol tüketilmesi başlıca sebeplerden biridir. Bu ikisinin beraber tüketilmesinin etkiyi arttırdığı düşünülmektedir. Bu ürünlerden uzak durularak mide kanseri olma ihtimali düşürülebilmektedir.
Mide Kanseri Risk Faktörleri
- Bu faktörler içerisinde yaşın etkisi büyüktür. Genellikle vakaların çoğu 70 yaş ve üzeri olan hastalardır.
- Cinsiyet etkisi: Erkeklerin mide kanseri olma ihtimali kadınlara göre daha fazladır.
- Irk ve coğrafya: Bu vakalar daha çok Asya, Afrika ve Güney Amerika toplumlarında görülmektedir. Sebebinin yüksek baharatlı yiyecekler tüketilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda bazı ırkların kansere yakalanma riski diğer ırklara göre daha fazladır.
- Beslenme ve diyet: Tütsülenmiş, turşuya batırılmış, tuzlanmış, kurutulmuş ve aşırı tuzlanmış besinleri tüketmek mide kanseri riskini yükseltir. Bu gibi besinlerin içinde nitrat bulunur. Bu durum da kanseri tetikleyen nedendir.
- Daha önce mide ameliyatı geçirilmiş ise risk bulunur.
- Kronik gastritin var olması
- Metal, kömür, kauçuk, petrokimya gibi işletmelerde çalışan kişilerde mide kanserinin daha sık görülme ihtimali yüksektir.
- B12 vitamini eksikliğinde oluşan pernisiyöz anemili kişiler de risk grubu içindedir.
- Helicobacter pyroli enfeksiyonu: Bu bakteri çeşidiyle mide kanseri arasında doğrudan bir ilişki gözlemlenmektedir. Ancak her bu bakteriyi taşıyan kişide mide kanseri oluşmaz.
- Sigara, tütün ve alkolün aşırı tüketilmesi mide kanserinin nedenleri ve risk faktörleri arasında gösterilmektedir.
Mide Kanseri Belirtileri
Mide kanseri ilk evresinde hiçbir belirti göstermeyebilir. Daha sonraki evrelerde ise ortaya çıkışından sonra hastada belli başlı değişimler gözlenir. Belirtilerin ve şikayetlerin en yaygın olanı iştahsızlık ve hazımsızlıktır. Daha sonraları bu belirtiler kendini açıklanamayan şekilde kilo kaybıyla gösterir. Bunun yanında;
- Kişide sık sık oluşan doygunluk hissi ve iştahsızlık
- Sürekli ve nedensiz gelen midede ve yemek borusunda acı ve yanma hissi. Bu belirtiler en sık rastlanan semptomlardır. Hasta genelde yemek borusunun mideye bağlanan bölümünde bir ağrı hisseder.
- Sürekli ve hızlı kilo kayıpları
- Kendini her zaman halsiz, bitkin ve bunalmış hissetme
- Hazımsızlık ve bulantılar
- Devamlı oluşan kusma isteği ve kasılmalar
- Boğazda yutkunurken hissedilen acı ve yutkunurken zorlanma
- İlerleyen evrelerde kanlı kusma ve dışkı
- Devamlı geğirme ve ağızda acı bir tat hissi. Mide asidinin artması sonucunda kişide sürekli geğirme görülür. Ancak unutulmamalıdır ki bu belirtiyi gösteren herkes mide kanseri olacak anlamına gelmez.
Bu gibi belirtiler yaşayan kişilerin doktora görünmeleri büyük önem arz eder. Hasta mide kanseri belirtileri olmadan da yaşayabilir. Bazı durumlarda mide kanseri kendini hiç belli etmeden sessiz bir şekilde ilerleyebilir. Bu gibi durumlarda erken teşhis şansı maalesef kaybolur ve cerrahi müdahale için geç kalınmış olur. Tüm bu bulgular hastayı kaygılandırabilir. Bu sebeple doktorunuza görünmeniz ve test yapmanız faydalı olacaktır. Ancak tüm bu bulguların, daha farklı ve daha az zararlı hastalıkların da belirtisi olabileceği unutulmamalıdır.
Mide Kanseri Tanısı
Mide kanseri tanısı konulması için öncelikle bulguları ve şikayetleri dikkatle incelemek gerekmektedir. Doktorunuz önce sizin şikayetlerinizi ele alır. Tanı konmak için hastanın yaşam şekli, beslenme alışkanlıkları ve şikayetleri öğrenilir. Daha sonra semptomlara yönelik testler yapar. Bu testler şunlardır:
- Endoskopi: Endoskopi en sık başvurulan yöntemdir. Ucunda kamera ve ışık bulunan ince bir boru, ağız yoluyla vücuda sokulur ve yemek borusu, mide iç zarı ve bazen ince bağırsağın iç kısımlarına kadar kontrol edilir. Zarar görmüş dokular tespit edilmeye çalışılır. Anormal durumlar tespit edildiği takdirde kesin bir tanı konmak için mideden uygun ve küçük bir parça alınarak patoloji bölümüne gönderilir. Endoskopinin kullanımı, hastalığı erken evrede tespit etme açısından önemlidir. Bu şekilde mide kanseri tedavi yöntemleri için en uygun yöntem erkenden kullanılır.
- Bilgisayarlı Tomografi: Bu işlem kanserli bölgenin yerini, kanserin büyüklüğünü ve yayılma derecesini anlamak için kullanılan bir yöntemdir.
- Laparoskopi: Hastaya genel anestezi uygulanır. Vücuda ağız yoluyla kamera sokularak hastanın midesi detaylı olarak incelenir ve kanserin yayılıp yayılmadığı kontrol edilir.
- Endoskopik Ultrason: Bu yöntemle hastanın yemek borusu ve midesinin üst kısımları incelenir.
- MR: Kanserin hangi evrede olduğu tespit edilir.
- Göğüs Röntgeni: Röntgen kanserin akciğer kısımlarına ulaşıp ulaşmadığını tespit etmek için kullanılır.
Tüm bu yöntemler mide kanseri tanısı için çok önemli olup erken teşhiste büyük fayda sağlamak için yapılması gereken tanı yöntemleridir.
Yemek Borusu Kanseri Evreleri
Yemek borusu kanseri 4 evrede olmaktadır. Kanserin ilerlemesiyle evrelerde artar. Örneğin kanserin daha yeni oluşması 1.evre olarak söylenebilir.
- Özofagus kanserinde 1.evre: Bu kanser tipinde belirtiler çok geç çıktığından dolayı herhangi bir belirti bu evrede görülmez. Bu yüzden 1.evrede olan bir kanserin teşhis etmek çok zordur. Kanser sadece yemek borusunun iç zarında olmaktadır. Kanser hücreleri henüz kas yapısına ulaşmamışlardır. Bu evredeki hastalarda genelde tedavi yemek borusunun tamamını çıkartmakla değil sadece endoskop yardımı ile ağızdan girilerek kanser görülen zarın çıkartılması ile yapılmaktadır
- Özofagus kanserinde 2.evre: Bu evrede kanser hücreleri kas yapılarına ulaşmıştır.
- Özofagus kanserinde 3.evre: Hastalık yemek borusundan sonra çevredeki lenf bezlerine de yayılmıştır. Bu evredeki hastalarda kemoterapi ve radyoterapi uygulanarak tümörlerin azalması amaçlanır. Azalma olması durumunda tümör cerrahi işlemler ile çıkartılır.
- Özofagus kanserinde 4.evre: Bu evrede tümör iyice çevresine yayılmıştır. Genellikle yayılım karaciğer, mide akciğer ve kemik lenf bezlerine olmaktadır. Tümör çok yayıldığı için ve hastalığın son evresi olduğu için bu evredeki hastalar için genelde ameliyat yapılmaz. Sadece kemoterapi uygulaması yapılabilir.
Yemek Borusu Kanserinde Risk Faktörleri
Yemek borusundaki hücrelerde tahrişe sebep olan faktörler ve yemek borusu kanseri riskini artıran bazı faktörler şöyledir;
- Obezite,
- Çok sık sıcak içecekler içmek,
- Aşırı alkol tüketimi,
- Gastroözofageal reflü hastalığına sahip olmak,
- Sigara kullanmak,
- Barrett Özofagus,
- Safra reflüsü problemine sahip olmak,
- Sürekli et ile beslenmek,
- Sebze ve meyve tüketmemek,
- Göğüs veya karın bölgesinin radyasyon tedavisi görmesi gibi faktörler yemek borusu kanseri için risk oluşturmaktadırlar.
Özofagus Kanseri İçin Tanı Yöntemleri
Endoskopi ile yemek borusu kanseri tanısı koyulabilir. Ağızdan sokularak yemek borusuna inerek hasarlı veya kanserli bölge belirlenebilir. Bir diğer tanı yöntemi ise biyopsidir. Yine boğazdan yemek borusuna inen endoskop aracı ile kanserli olduğundan şüphelenen bir dokuyu bu araç ile çıkartır. Ve doku örneği biyopsi ile kanserli olup olmadığı anlaşılır.
Yemek Borusu Kanseri Tedavileri
Yemek borusu kanserinde tedavinin şeklini kansere yol açan hücrelerin tipi, hastanın genel sağlık durumu ve kanserin hangi evrede olduğu tedavi seçeneğini belirler. Cerrahi müdahaleler ile tedavi şekilleri de kendi içinde sınıflara ayrılır. Bunlardan biri Çok küçük boyutta olan tümörleri almak için yapılan ameliyatlardır. Tümörün etrafına yayılmaması ve boyutunun küçük olması durumunda endoskop aracılığı ile ameliyat yapılabilir. Bir diğeri ise yemek borusunun sadece bir kısmını çıkarma için yapılan cerrahi işlemdir. Özofajektomi denilen bu işlemle sadece yemek borusunun tümörlü kısmı alınır. Son cerrahi işlem ise özofajogastrektomi bu işlemde tümör mideye de yayılmış ise yine yemek borusunun bir kısmı ve tümörün yayıldığı midenin bir kısmı çıkartılır. Bu ameliyatlar özel cerrahi aletler yardımı ile yapılır. Fakat bu cerrahi işlemlerde kanama ve sızıntı gibi büyük riskler olabilir. Cerrahi müdahaleler dışındaki tedavi şekli ise özofagal stentdir. Bu tedavi şekli kanserin yemek borusunu daralttığı zaman bir stent takılarak yemek borusu açık tutulması ile gerçekleşir. Bu tedaviler dışında kemoterapi, radyokemoterapi ve radyasyon tedavileri de yemek borusu kanseri için kullanılmaktadır. Bu tedaviler sadece özofagustaki tümörlerin boyutunu küçültmek için kullanılırlar. Aynı zamanda diğer tedavi şekilleri ile birlikte de kullanılmaktadır.
Mide kanseri, midenin yüzeyinde yer alan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve gelişmesi sonucunda oluşan bir kanser çeşididir. Bütün kanserler içinde en sık rastlanan 4. kanserdir ve midenin herhangi bir bölgesine yerleşebilen daha sonra da akciğer, karaciğer gibi diğer organlara bulaşabilen onkolojik bir hastalıktır. Genellikle yemek borusu ile midenin birleşimi arasında ortaya çıkar. Kötü beslenme, genetik faktörler, sosyoekonomik duruma bağlı gelişim ve çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, daha sonra cinsiyet ve yaş gibi etkenlerle ortaya çıkar. Diğer türlere göre daha yavaş gelişim süresi vardır.
Ülkemizde en sık rastlanan kanser türlerinden biridir. Her yıl dünyada yüz binlerce kişinin hayatını kaybetmesinden sorumludur. Ancak gelişen sağlık sistemi ve teknolojileri sayesinde erken teşhis edilip, doğru tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Hastaların şikayetleri, ilerleyen evrelerde arttığı için erken teşhis konması adına belirtilerin tespit edilmesi mide kanseri belirtileri olarak sonuçlanması son derece önemli bir durumdur.
MİDE KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
- 1. Cerrahi Yöntem:
- 2. Kemoterapi:
- 3. Radyoterapi:
- 4. İmnünoterapi:
- 5. Yeni Jenerasyon İlaç Tedavisi Yöntemi:
1. Cerrahi Yöntem:
Bu yöntemde kanserin evresine göre müdahale gerekir. Midenin bir kısmı ya da tamamı çıkarılabilir. Zarar görmüş dokular temizlenir. Kanserin evresi ileri olsa bile cerrahi yöntem düşünülebilir. Böylece tümörün büyümesi ve mideyi sıkıştırması engellenmiş olur. Eğer çok erken bir evrede ise endoskopik, laporoscopik ya da açık cerrahi yöntemle müdahale edilebilir. Ameliyattan sonra hastada mide ekşimesi, karın ağrısı, ishal, mide bulantısı görülme ihtimali vardır. Bazen de kesi bölgelerinden sızıntı ve kan gelebilir. Hastalar sık sık ve azar azar beslenir. Daha sonra vitamin eksikliklerine karşı vitaminler verilir.
2. Kemoterapi:
Kemoterapi yöntemi ameliyattan önce veya sonra kullanılan bir yöntemdir. Tümörü küçültmek için kullanılır. Ameliyattan önceki kemoterapiye Neoadjuvan denmektedir. Ameliyattan sonra yine kemoterapi uygulanır. Sonraki adı ise Adjuvandır. Nedeni ameliyattan sonra kalmış veya kalabilecek kanser hücrelerini öldürmektir. Ameliyatta tamamı çıkarılamayan tümörler için kullanılır. Kemoterapi sonrası hastalarda genel olarak saç dökülmesi, ishal, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, sık sık enfeksiyon, trombosit düşüklüğü sebebiyle deride morluk, yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Bu yöntemler mide kanseri tedavi yöntemleri arasında sık kullanılan yöntemlerdir.
3. Radyoterapi:
Ameliyattan sonra geride kalmış kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan yöntemdir. Radyasyon tedavisi sonrası deride kızarıklık, ishal, mide bulantısı, kusma, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir.
4. İmnünoterapi:
Bu tedavi yöntemi, kişinin bağışıklık sistemindeki hücrelerin kanserli hücreleri bulup yok etmesi için uygulanır. Bu yöntemin bazı yan etkileri mevcut olmasına rağmen yine de kullanılır ve fayda sağlar.